Aşağıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere imzanın el yazısından oluşma gerekliliği vardır. Bu gereklilik, uzmanların inceleyerek daha kesin sonuçlar elde edebilmesini sağlamak amacındadır.
Hukuk sistemimizde imza çok net bir şekilde tanımlanmış olmasına rağmen ne yazık ki ülkemizde henüz imza bilinci oluşmamıştır.
Basit el hareketleri ve şekillerden oluşan karalama şeklindeki imzalar hem bilimsel hem de hukuksal gerçeklere aykırıdır.
Ne yazık ki eğitim süreçlerinin hiç bir aşamasında imzanın nasıl atılması gerektiği bizlere öğretilmemiştir. Oysa ki tanımına uygun atılmayan imzalar imza sahibi için büyük riskler taşımaktadır.
İmza; "Bir kişinin bir belgeyi yazdığı yahut onayladığını gösteren, her zaman aynı şekilde yazdığı ad ve işaret" olarak tanımlanır.
Hukuk sistemimizde Soyadı Kanunu ve Yönetmeliği ile Borçlar Kanunu'nda imzanın tanımı yapılmıştır.
Soyadı Kanunu' nun 2. maddesinde "Söyleyişte, yazışta, imzada ön ad önde, soyadı sonda kullanılır" hükmü yer alır. Sadece bu tanımdan bile imzada ön ad ve soyadın bulunması gerektiği aşikardır.
Soyadı Yönetmeliğinde ise, imzanın nasıl atılması gerektiği daha detaylı olarak tarif edilmiş ve "...imzada öz adın ilk harfini, öz adı iki tane ise her ikisinin ilk harflerini veya birinin ilk harfi ile ötekinin tümünü ve soyadının tümünü yazmak..." şeklinde açıklama getirilmiştir.
Borçlar Kanunu' nun 14. Maddesi ise "İmza, üzerine borç alan kimsenin el yazısı olmak lazımdır." ifadesini içermektedir.
Yukarıda bahsi geçen tüm yasal içerikten imzanın;
Anlaşılmaktadır.
Bu özellikleri taşımayan basit bir takım el hareketlerinden oluşan şekiller imza olarak nitelendirilmemelidir. Nitekim bu şekilde atılmış olan imzalarda uzmanların inceleme yapacağı bulgu alanları önemli derecede daralmakta ve bu durum sağlıklı karar verilmesini güçleştirmekle birlikte yanılma payını da artırmaktadır.
Üzerinde el yazısı ve imza incelemesi yapılacak belgenin fotokopi, faks çıktısı, bilgisayar yazıcısı çıktısı, ekran görüntüsü yahut karbonlu suret olması durumu incelemeye doğrudan tesir eden faktörlerin başında gelmektedir. Grafolojik incelemelerin asıl belgeler üzerinde yapılması esas olmakla birlikte, bazı durumlarda fotokopi belgeler üzerinde de inceleme yapılabilmektedir. Bu tamamen incelenen imzanın yapısı ile alakalı bir durumdur. Bazı imzalarda imzaların belirli bölümlerinin grafolojik özelliklerinin belirlenmesi yalnızca ıslak imzalar üzerinde mümkün olabilmekle birlikte bazı tür imzalarda belirlenebilecek tüm özellikler fotokopi belgelerde de gözlenebilmektedir.
Ancak fotokopi belgelerde yapılan incelemelerde mutlaka göz ardı edilmemesi gereken husus, imzanın montaj yahut benzer bir yöntem ile bulunduğu yere aktarılmış olma riskidir. Bu tür bir tahrifatın fotokopi bir belge üzerinde belirlenebilmesi her zaman mümkün olmayabilir. Sırf bu nedenle grafolojik incelemelerin mutlaka bir uzman tarafından laboratuvar ortamında yapılması gerekliliği vardır. Bu tür bir tahrifata yönelik bulgular (baskı tekniği incelemesi) yalnızca laboratuvar ortamında belirlenebilecek bulgulardır.
Grafolojik bir incelemenin temel taşlarından birisi ve belki de en önemlisi karşılaştırmaya esas örnek el yazısı ve imzaların yeterli ve uygun bir şekilde temin edilip edilmediğidir.
Mukayeseye esas el yazısı ve imzalar iki ana gruba ayrılırlar;
a) Samimi el yazısı ve imzalar
b) Huzurda temin edilen yazı ve imzalar
a) Samimi el yazısı ve imzalar:
Grafoloji uzmanları tarafından en çok ihtiyaç duyulan örnek el yazısı ve imzalardır. özellikle incelenen belge tarihinden daha eski tarihlerde el yazısı yada imzası incelenen kişinin yazmış olduğu bilinen el yazıları ile atmış olduğu bilinen imzaları taşıyan belgelerdir. Bu belgeler arasında;
sayılabilir.
b) Huzurda temin edilen yazı ve imzalar:
İnceleme yahut soruşturmayı yürüten, Hakim, C. Savcısı, Kolluk yahut Müfettiş tarafından el yazısı yahut imzası incelenecek kişiye ait yazı ve imzaların temin edilmesidir. Bu yazı ve imzalar samimi yazı ve imzalara kıyasla daha az güvenilir yazı ve imzalardır. Zira bu yazı ve imzalar değiştirme gayretiyle yazılmış ve atılmış olabilirler. Diğer bir husus ise bu tür yazı ve imzaların alınırken bilinçsiz yöntemler izlenmesidir.
Bu yazı ve imzalar temin edilirken mutlaka dikkat edilmesi gereken hususlar;
olarak sayılabilir.
İncelenen belge bir çek, senet yahut benzeri standart bir form ise, hazırlanacak boş çek, senet yahut form örneklerine yazdırılarak, imzaların da yine benzer koşullarda atılmasının sağlanması incelemeye önemli derecede olumlu katkı sağlayacaktır.
Bu kurallara uymadan herhangi bir içeriği "Oturarak", "Ayakta" veya "Çömelerek" yazdırmak incelemeye olumlu hiçbir katkı sağlamaz.
Bazı durumlarda çok kısa (bir rakam yada birkaç harften oluşan) el yazılarının incelenmesi talep edilebilmektedir. İncelenen yazının son derece sınırlı olması durumunda uzmanların karar vermesi güçleşeceği gibi, çoğu vakada imkansıza yakındır. Yalnızca bir rakamın yada bir iki harfin incelenerek bir kişinin elinden çıktığı sonucuna varmak bilimsel olarak güçtür. Özellikle bu tür bir rakam yada yazının bir kişinin "elinden çıkmadığını" söylemek ise çoğu vakada neredeyse mümkün değildir.
Aynı şekilde ülkemizde imza bilinci henüz tam olarak yerleşmediğinden, bazı kişilerin imzaları herkes tarafından atılabilecek basit bir iki çizgiden oluşmaktadır. Bu tür imzalarda kişiye has itiyadi grafolojik tanı unsurları bulunmadığından, bu imzaların belirli bir kişinin elinden çıkıp çıkmadığı konusunda bir karara varmak uzmanlar açısından çok güçtür.